Söyleşi

Berna Tanverdi

Berna Tanverdi, ODTÜ Mimarlık Bölümü’nde mimarlık eğitimini tamamlamasının ardından 1995‘te ABD University of Miami’den yüksek lisans derecesini aldı; bu süreçte Roma ve Bauhaus-Dessau’da tasarım stüdyolarına katıldı. Türkiye’ye döndükten sonra mimarlık yarışmalarında çeşitli ödüller kazanmış olan Berna Tanverdi’nin 1998 yılında kurduğu BT Mimarlık, yapıları kent/mimari kabuk/ iç mekan bütünlüğü içinde ele alan bir yaklaşım benimsemiştir. Sadece yapı yapmak ile sınırlı kalmayıp; mimarlığın eğitim, kuram, farklı ölçeklerde tasarımlar üretmek gibi mesleği besleyen diğer alanlarında da aktif olarak yer alan Berna Tanverdi, meslek hayatı boyunca akademik eğitimin ve meslek pratiğinin içinde eş zamanlı olarak çalışmalarını yürütmüştür. Hala BT Mimarlık ofisinde, mimari projelerle birlikte iç mekan tasarımları, mobilya ve obje tasarımları gibi farklı ölçeklerde ve alanlarda da tasarımlar üretmektedir. Mimarlık mesleğinin “pratik” ve “kuram” ikililiği üzerine kurulu olması inancı ile Berna Tanverdi, aynı zamanda Bilkent Üniversitesi, Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak Tasarım Stüdyosu dersleri yürütmektedir.

www.bt-mimarlik.com


Projeleriniz için öncelikli olarak tercih ettiğiniz, bağ kurduğunuz özel markalar var mı? Ne gibi kriterler firmalar ve markalar ile bağ kurmanızı sağlar?

Projelerimizde öncelikli tercih ettiğimiz markalar ve firmalar var; bu bağ çoğunlukla ortak çalışma süreçlerimizden kaynaklanıyor. Birlikte yürüttüğümüz projeler sayesinde bizim genel tasarım yaklaşımlarımıza hakim olan; önceliklerimizi, beklentilerimizi, kısaca bizi tanıyan firmalarla çalışmanın avantajları, projelerimize pozitif yansımaları önemli. Ama aynı zamanda yeniliklere de açık olmaya, farklı marka ve firmalarla çalışmaya da özen gösteriyoruz. Fuarları takip ediyor, yeniliklerden haberdar olmaya gayret ediyoruz. Bazen de firmalar, özel tasarımlarımızın devamını üretmek, tekrarlarını kullanmak talebinde bulunuyor, bu da ayrıca keyifli ve yaratıcı bir süreç başlatıyor. Projelerimizde tekrardan kaçınmak, her tasarımda farklı detaylar üretebilmek bizim önceliklerimizden; o nedenle firmalardan bazen standart kullanımların dışında, özel imalat gerektiren veya daha önce denenmemiş detay taleplerimiz olabiliyor. Bu önceliklerimize cevap verebilen firmalarla iletişimimiz ve bunun sonucu ortaya çıkan özel ürünler hepimiz için daha heyecanlı oluyor.

Ortaç Villası (Fotoğraf: Evren Arısoy)

Projelerinizde kullanacağınız ürünler için karar verme süreci ofisinizde nasıl işliyor? İdeal bir materyal seçim sürecini nasıl tanımlarsınız?

Öncelikle ofis ortamında iki boyutlu ve üç boyutlu çalışmalarımızı tamamlıyoruz, kullanmak istediğimiz ürünleri yer alacakları mekanlar içinde birebir yerleştiriyoruz, daha sonra üretici firmalar ile çalışmalarımız başlıyor. Çoğunlukla mock-up üretiyor, prototip üzerinde renk/doku denemeleri yapıyoruz. İdeal materyal karar süreçleri sorusuna yanıtım, zamansal kısıtlar el verdiğince, özgün malzeme ve detaylar üreterek yepyeni ürünler çıkarabilmek, bazen aynı malzemeyi bile farklı detaylarla bir araya getirebilmek, daha önce yapılmamışı denemek bence hem keyifli hem de yaratıcı bir süreç. Bazen de koşullar bizi deneysel çalışmalara mecbur bırakıyor, bu da aslında özgün ürünlerin ortaya çıkması için avantaja dönüşüyor. Örneğin, bir konut projemizde, dairesel pencere önüne aynı çapta koltuk bulamayacağımız için, yerinde şablon çıkararak özel kanepe tasarladık ve ürettirdik; bu ve benzeri zorunluluklar sonucu ortaya eşi olmayan, yerine özel ve özgün ürünler tasarlamak beni her zaman heyecanlandırıyor.

Villa, İncek Ankara

Yapı malzemeleri üzerine son gelişmeleri nasıl takip ediyorsunuz? Hangi kaynaklardan faydalanıyorsunuz?

Yeni malzemeleri takip etmenin en etkin kaynaklarından biri fuarlar, çünkü sadece yeni ürünleri, malzemeleri değil; bazen henüz ar-ge aşamasında olan, üretim bandına alınmamış ürünleri bile bu aşamada görmek, tanımak fırsatı doğuyor ve tabii aynı zamanda oldukça kapsamlı bilgi alma imkanları sağlanıyor. Fuarlar dışında dünyada yeni çıkan ürün ve malzemeleri de takip etmeye gayret ediyoruz. Mutlaka tedarik etmek şart değil diye düşünüyorum, farklı ürün ve malzeme kullanımlarını görmek, farklı bakış açıları kazandırıyor.

Berna Tanverdi Ev-Ofis
(Fotoğraf: Fethi Mağara)

Projelerinizde imzanız olarak adlandırabileceğiniz, olmazsa olmazınız bir malzeme var mı?

Projelerimizde mutlaka olmalı kaygısı ile bir malzemeye bağlanmıyoruz, çünkü her projenin tasarım öncelikleri, yaklaşım prensipleri, ihtiyaçları farklı oluyor. Fakat her projemizde gayret ettiğimiz sabit bir eğilimden söz edecek olursak, farklı detay üretmek, benzer malzemeler ve ürünler kullansak bile bunların bir araya gelişi, detaylarındaki farklılaştırma çabamız olduğunu söyleyebilirim. Her projemizin kullanıcılarını yakından tanımaya; onlara özel, kendilerini ait hissedebilecekleri mekanlar yaratmaya ve tekrarlardan kaçınmaya çalışıyoruz, bu yaklaşımımız hep aynı.

Türkiye yapı endüstrisinde eksikliğini hissettiğiniz ürünler var mı?

Tamamlayıcı ürünlerin esnekliğinin eksik olduğunu düşünüyorum; hazır ve bitmiş ürünler yerine, tasarımcıya ve kullanıcıya esneklik sağlayacak; farklı şekillerde de kullanılabilecek, bir araya gelmesinde farklı detaylara alan tanıyacak ürünler olmasını isterdim. Bu sayede, bir konutta gördüğümüz ürün veya malzemenin aynısı ile bir restoranda karşılaşma şansı olmaz. Ayrıca aksesuar konusunda da eksiklerimiz olduğunu düşünüyorum. Aksesuardan kastettiğim hazır bitmiş ürünler değil, aslında yapı endüstrisindeki malzemelerin çeşitliliği ve tamamlayıcı özellikleri kullanılarak, bu ürünlere ek olarak, aksesuarlar üretilebilir. Örneğin, dış cephe kaplama malzemesi ile, yapının ana giriş kapısı için kapı kolu olabilecek detaylar veya banyolarda kullanılacak karoların tekrarları ile banyo aksesuarlarının da üretilmesi gibi. İlerisi için hayalim, ahşap atölyelerinin atık malzemelerinden aksesuarlar tasarlamak ve üretmek. İleri dönüşüm ve geri dönüşümün çevremiz için ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz ve bu konuda adımlar atmanın biz tasarımcıların hem görevi hem de sorumluluğu olduğu inancındayım.

Müstakil Konut, Mersin

Müstakil Konut, Beysukent, Ankara

İlgili Yazılar
Söyleşi

Doğan Mete

3 Mins read
2005 yılında Haliç Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Doğan Mete, eğitim hayatının hemen ardından İstanbul’da tarihi yarımada bölgesinde kendi ofisi Doğan Mete…
Söyleşi

Çağıl Akçurin

3 Mins read
Özellikle projelere getirdiği “haute couture fonksiyonellik” ve “sofistike yalınlık” ile tanınmaktadır. Tasarladığı kamu-özel iş birliği olan Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı ve Mimarlar Odası…
Söyleşi

Ayşegül Güner

3 Mins read
İstanbul’da 2002 yılından beri edindiği deneyimi 2008’de AAD Architects&U.WE Design çatısı altında birleştiren Mimar Ayşegül Güner, mimarlık, iç mimarlık ve kentsel tasarım…