“Ortak iş, ortak sanat ve ortak kültür” mottosu ile profesyonel iş alanları ve yaşam arasındaki sınırları kaldırmayı, yaratıcılık ve üretkenlik için gerekli koşulları sağlamayı hedefleyen CoBAC Workspace, Eminönü’nün tarihi dokusu içerisinde yer alan bir ortak çalışma, gelişim ve yaşam alanı. 2.800 m² toplam alana sahip mevcut bir iş hanının dönüştürülmesi ile hayat bulan CoBAC Workspace tasarımında Mimaristudio ekibi, markanın “insan odaklı yüzü”nü projeye yansıtarak, “paylaşımlı çalışma alanı” kavramını bir yaşam alanına dönüştürdü ve geleneksel çalışma kültürünü değiştirecek bir yaklaşım izledi.
Girişimciler, kurum ve kişiler için iş yaşamını; kültür ve sanat aktiviteleri için üretimi destekleyebilecek teknik, teknolojik ve hizmet alt yapısına sahip CoBAC sakin, yaratıcı ve insanı merkezine alan çalışma ortamı ile kullanıcılarının ihtiyaçları ve güncel iş yaşamının gereklilikleri doğrultusunda hizmet veriyor. Özellikle Tarihi Yarımada’nın merkezinde yer alması ile bu mekan, kültür ve sanat aktiviteleri için bir cazibe merkezi halini alıyor; kültür, sanat ve iş kıtalarını birleştiren, insani kabiliyetlere sahip bir köprü işlevi görüyor.
Mimaristudio, esenlik (wellbeing) kavramını ön planda tutarak; zamanının çoğunu kapalı mekanlarda ve teknolojiye bağlı olarak geçiren kullanıcıların sadece fiziksel olarak değil, zihinsel olarak da sağlıklı ve mutlu olabilecekleri, yüksek verimli ve üretken bir interaktif çalışma ortamı sunuyor. Böylece mekan kullanıcıları, azami gün ışığı ile uygun ısısal ve akustik konfor şartlarına sahip, sürekli temiz havanın bulunduğu; hareket temelli çalışma prensipleri çerçevesinde istedikleri gibi çalışma özgürlüğüne sahip olacakları, temiz besin ve suya ulaşabilecekleri, zihnen rahat ve mutlu olacakları, teknolojik imkanlar ile adeta bir yaşam alanı olarak planlanmış bir çalışma ortamına sahip oluyor.
Tasarım ekibi, biyofilik tasarım yaklaşımı içinde yer alan “Mekan İçinde Doğa”, “Doğal Anımsatıcılar”, “Mekanın Doğası” kavramları altındaki on dört biyofilik tasarım yoluna projede yer verdi. Katlarda planlanan farklı büyüklükteki teras alanlarının yanı sıra, en üst katta yer alan ve tamamen açık hava kullanımına sahip alanda çalışanlar hem özgür bir dış mekan kullanımına kavuşuyor, hem de Tarihi Yarımada’yı, Haliç’i ve şehri hissedebiliyor.
Tekrar eden bir yerleşim düzeni kurgulamak yerine tasarım ekibi, herkesin özgürce kullanabileceği sosyal alanların yanı sıra farklı ölçek, fonksiyon ve formlarda çalışma, toplantı ve görüşme mekanları ile tüm katlara esneklik katmayı amaçladı. Ekip, gün içinde farklı profildeki kullanıcıların ortak çalışabilmelerine imkan veren yeni nesil bir mekan hayal ederek, binanın farklı bölümlerinde çalışabilme esnekliği ve “çevik” (agile) bir kullanım olanağı yarattı. Ergonominin ön planda tutulduğu yeni nesil ürünler ile kullanıcıların sadece oturarak değil, ayakta da çalışabilecekleri bir çalışma ortamı önerdi.
Doğal ışık konusunda avantajlı bir konumda olan yapıda, doğal ışığı destekleyen aydınlatma tasarımı da dikkatle ele alındı. Enerji verimliliği önceliği ile tüm projede, çalışanların günün farklı saatlerinde ihtiyaç duyacağı ışık şiddeti ve rengine geçiş yapabilecekleri LED teknolojisi kullanıldı. Bunun yanında katlarda dengeli ve insan merkezli bir aydınlatma tasarımına öncelik verildi.
Akustik konfor konusu, tasarımın öncelikleri içinde değerlendirildi. Sadece odalar arası ses geçişlerinin engellenmesi için değil, aynı zamanda açık alanda çalışanların da gerekli konfor şartlarında, birbirlerini rahatsız etmeden çalışabilmeleri için de akustik tedbirler alındı ve tasarım sürecine uygun malzeme ve yaklaşımlar önerildi. Tasarımı Ayça Akkaya Kul’a ait olan, Feltouch tarafından geliştirilen ve üretilen “Moon” duvar ve tavan panelleri ile, “Make-up” akustik aydınlatma ürünleri, bu müdahaleler arasında göze çarpıyor.
Mekanlarda renk kullanımının, kullanıcıların performans, verimlilik ve memnuniyetlerini artırdığı bulgusundan hareketle, mekanı boğmayan ve kullanıcıyı sıkmayan bir renk kullanımı kurgulandı. Uzun süre çalışanların sağlığını tehdit eden stres sebepli hastalıklara ufak çaplı bir çözüm olması adına kapalı mekan içinde sakinleştirici ve iyileştirici özelliği olan renkler tercih edildi.
Pandemi süreci, projede ayrı bir konu olarak ele alındı. Yerleşim planlarında kişi başına düşen alan ve hacim konularına önem verildi. Bireylerin azami temiz havaya ulaşmaları ve uzun süreli sabit şekilde çalışma yapılan alanlarda ayırıcıların kullanımı ile temasın azaltılması planlandı. Bina kullanıcıları için yönlendirme ve temizlik protokollerinin oluşturulması; çalışma, yeme-içme, dinlenme ve sosyalleşme alanlarındaki kullanım kuralları, havalandırma sistemlerinin tüm katlarda entegrasyonunun sağlanması, hijyen konusunda uygun yüzey malzemelerinin kullanımı gibi birçok detay incelikle ele alındı. Tüm bu detaylar, bilimsel araştırma sonuçları üzerinden Well kriterlerinin takibi ile hayata geçirildi.
Proje Yeri: Eminönü, İstanbul
Proje Tipi: Ofis
Proje Ofisi: Mimaristudio
İşveren: CoBAC
Tasarım Ekibi: Ayça Akkaya Kul, Önder Kul, Kaan Gülkıran, Enver Kuda
Mekanik Projesi: Aytimur Mühendislik
Elektrik Projesi: Frekans Elektrik
Uygulama: Dilek Mimarlık
Kurumsal Kimlik ve Grafik Tasarım: Monroe
Fotoğraf: Gürkan Akay, Emre Dörter, Cansu Ayduran
Proje Başlangıç Yılı: 2020
Proje Bitiş Yılı: 2020
İnşaat Başlangıç Yılı: 2021
İnşaat Bitiş Yılı: 2021
Toplam İnşaat Alanı: 2.800 m²