Söyleşi

escapefromsofa

escapefromsofa, 2009 yılında İç Mimar Kerem Erçin ve Endüstri Ürünleri Tasarımcısı Mahmut Kefeli tarafından İstanbul’da kuruldu. 2012 yılında, ekibe İç Mimar İrem Başer Oğan katıldı. İlk olarak ürün tasarımı üzerine yola çıkan, zaman içinde iç mimari ve mimari projelere yönelen stüdyo; günümüzde mimar, iç mimar ve endüstri ürünleri tasarımcılarından oluşan yirmi kişilik bir ekiple, yurt içi ve yurt dışında çalışmalarına devam ediyor.

www.escapefromsofa.com


Projeleriniz için öncelikli olarak tercih ettiğiniz, bağ kurduğunuz özel markalar var mı? Ne gibi kriterler firmalar ve markalar ile bağ kurmanızı sağlar?

escapefromsofa olarak her yeni projenin, hem kendimizi hem de farklı marka ve tasarımcıları keşfetmek için zihin açıcı birer macera olduğunu söyleyebiliriz. Tasarım süreci öncesinde işverenle yaptığımız toplantılar da bu anlamda bizi yönlendiren kriterler arasında yer alıyor. Ek olarak İskandinav tasarımına; isim vermemiz gerekirse Carl Hansen, Arne Jacobsen ve Finn Juhl gibi tasarımcıların ürünlerine kendimizi yakın hissediyor, projelerimizde mutlaka tercih etmeye çalışıyoruz. Öte yandan projelerimizde de görebileceğiniz üzere, doğal malzemeler vazgeçilmezlerimiz arasında. Dolayısıyla doğal malzemeyi tasarım diline eklemleyebilen, zamansız tasarımlara imza atan markalarla bağ kuruyor ve bu markaları tercih ediyoruz.

Projelerinizde kullanacağınız ürünler için karar verme süreci ofisinizde nasıl işliyor? İdeal bir materyal seçim sürecini nasıl tanımlarsınız?

Her projenin kendine özgü bir ruhu ve bu ruha hayat vereceğini düşündüğümüz ürünler var. Bu ürünler kimi zaman escapefromsofa, kimi zaman da birbirinden farklı tasarımcıların imzasını taşıyabiliyor. Karar verme sürecinde ise, o ruhu en iyi yansıtacak ya da tamamlayacak olan ürünleri ekip olarak belirliyor, üzerine tartışıyor ve karar veriyoruz. Söz konusu escapefromsofa ürünleriyse, pek tabii mock-up üretimler yapıyoruz.

Daha önce belirttiğimiz gibi, tasarım süreci öncesinde işverenle yaptığımız toplantılar bizi her anlamda yönlendiren kriterlerden. Birlikte nitelikli bir proje ortaya koyabileceğimiz, birbirimizden besleyebileceğimiz işverenlerle çalışmayı tercih ediyoruz. Dolayısıyla malzeme tercihinde kısıtlama değil de, doğru malzemeye birlikte karar verebildiğimiz bir süreçten söz edebiliriz.

Yapı malzemeleri üzerine son gelişmeleri nasıl takip ediyorsunuz? Hangi kaynaklardan faydalanıyorsunuz?

Pandemi öncesine kadar yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarları takip ediyorduk; ancak pandemiyle beraber bu tür araştırmalarımız doğal olarak çevrim içi düzene kaydı. Bunun yanında, yapı malzemelerini tedarik ettiğimiz markalar ve mobilya üreticileriyle sürekli olarak fikir alışverişindeyiz. Örnek olarak doğal taşları farklı tekniklerde işleyerek dokularında çeşitlilik yaratmaktan hoşlanıyoruz. Yüzeylerde kullandığımız bu çeşitlilik, projelerimizdeki yalın tasarım diline görsel zenginlik katıyor. Aynı şekilde mobilya üreticileriyle, trendler ya da yaratmak istediğimiz atmosfer üzerinden bilgi alışverişinde bulunuyor, bunlardan besleniyoruz. İklim koşulları gereği, bundan böyle kendimizi, ekiplerimizi ve müşterilerimizi sürdürülebilir malzemeler kullanmaya teşvik etmek istiyoruz. Olası fuar gezilerimizde daha yoğun bir şekilde göz önünde bulundurmak istediğimiz bir alan bu.

Projelerinizde imzanız olarak adlandırabileceğiniz, olmazsa olmazınız bir malzeme var mı?

Zaman içinde yıllanarak mekanla ve kullanıcısıyla yaşayan, mukavemeti yüksek olan doğal malzemeler tercih ediyoruz. Bunun nedeni gerektiğinde bakım ve onarımının kolaylıkla yapılarak ilk günkü halini geri kazanabiliyor olmaları. Kısacası, kullanıcısı için incelikle düşünülmüş projeler, kaliteli ürün ve işçilikle donatılan uzun ömürlü mekanlar yaratabilmeyi amaçlıyoruz.

Türkiye yapı endüstrisinde eksikliğini hissettiğiniz ürünler var mı?

Aslına bakarsanız kullanmak için heyecanlandığımız ürünler var. Örnek verecek olursak insan için üretilen gıdaların yaklaşık üçte birinin israf edildiği tahmin ediliyor ve bazı firmalar bu atıklardan birtakım ürünler, malzemeler üretiyor. Hava temizleyen cephe yalıtım malzemeleri, sıfır çimento gibi akıllı malzemeler ülkemiz yapı endüstrisinde çeşitlendirilmeli, ulaşılabilir olmalı ve pek tabii kullanımı teşvik edilmeli.

 

İlgili Yazılar
Söyleşi

Doğan Mete

3 Mins read
2005 yılında Haliç Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Doğan Mete, eğitim hayatının hemen ardından İstanbul’da tarihi yarımada bölgesinde kendi ofisi Doğan Mete…
Söyleşi

Çağıl Akçurin

3 Mins read
Özellikle projelere getirdiği “haute couture fonksiyonellik” ve “sofistike yalınlık” ile tanınmaktadır. Tasarladığı kamu-özel iş birliği olan Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı ve Mimarlar Odası…
Söyleşi

Ayşegül Güner

3 Mins read
İstanbul’da 2002 yılından beri edindiği deneyimi 2008’de AAD Architects&U.WE Design çatısı altında birleştiren Mimar Ayşegül Güner, mimarlık, iç mimarlık ve kentsel tasarım…