Söyleşi

Orçun Ersan

Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden 2002 yılında mezun olduktan sonra, aynı yıl Ace Mimarlık Ofisi’ne ortak olmuştur. ODTÜ Mimarlık Bölümü’nde yüksek lisans çalışmaları yapmıştır. TMMOB komisyonlarında aktif olarak yer almış, TSMD 12. Dönem Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapmıştır. Çeşitli yarışmalarda dereceleri olan Ersan, D-8 Projesi ile 2010 yılında Ulusal Mimarlık Ödülü’ne, 2013 yılında ise Ersan Evi Projesi ile Mies Van Der Rohe Ödülü’ne aday gösterilmiştir.

Konu-Konut kitabının editörlüğünü yapmış, “Contemporary – mostra di architettura” mimarlık sergisini düzenlemiş, “Despite / Rağmen: Ankara’daki Genç Mimarlık Ofisleri Üzerine Genel Bir Bakış” sergisine katılmıştır. Ace Mimarlık’ın 30 yılı aşkın geçmişini sergilediği “Patika 30+ Ace Mimarlık 30.Yıl Sergisi”ni düzenlemiş, TSMD iş birliğinde düzenlenen pek çok sergiye de projeleri ile katılmıştır. Prota iş birliğinde düzenlenen BIM konulu etkinliklerde çok sayıda konuşma yapan Ersan, “International Symposium On Advancements in Information Sciences and Technologies” isimli sempozyuma konuşmacı olarak katılım göstermiştir.

Çeşitli yarışmalarda jüri üyelikleri yapan Orçun Ersan, 2016-2018 yılları arasında Başkent Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde stüdyo hocası olarak ders vermiştir. Ersan, mesleki faaliyetlerine ACE Mimarlık’ta kurucu ortak olarak devam etmektedir.


Projeleriniz için öncelikli olarak tercih ettiğiniz, bağ kurduğunuz özel markalar var mı? Ne gibi kriterler firmalar ve markalar ile bağ kurmanızı sağlar?

ACE Mimarlık olarak farklı kullanımlarda, farklı alternatifler, farklı çözümler ve yenilikçi fikirler denklemini sağlayan malzeme ve firmalar ile çalışmayı tercih ediyoruz. Doğal taş, tuğla ve seramik kompozit malzemeler tasarımlarımızda sıklıkla deneyimlediğimiz ürünler arasında. Bu malzemeler için renk, doku ve boyut konusunda esneklik sağlanması, tasarımlarımızın yaratıcılığını beslerken bizlerin de hayal gücünü artırıyor. Malzemelerin uygulama kolaylığı sağlaması, farklı detay çözümlerine olanak vermesi ise uygulama aşamasında yaşanabilecek sorunları en aza indirgiyor ve hayal edilen ile inşa edilen arasındaki farkın azalmasını sağlıyor.

Projelerinizde kullanacağınız ürünler için karar verme süreci ofisinizde nasıl işliyor? İdeal bir materyal seçim sürecini nasıl tanımlarsınız?

Kullandığımız malzemeleri projenin ruhuna göre seçmeye çalışıyoruz. Hem tasarımlarımızda hem de malzeme seçimlerinde alternatif çalışmalar üzerinden ilerliyoruz. Projede yaratmak istediğimiz etkiyi artırabilecek, olabildiğince çeşitli ve farklı malzemeleri değerlendiriyoruz. Çevreye duyarlı ve sürdürülebilir malzemelerin kullanımına özen gösteriyoruz. Tasarımlarımızda kullanacağımız malzemeleri öncelikle dijital ortamda görselleştirme araçları ile deneyimliyoruz. Ürün seçeneklerini incelemek üzere bazen firmaları ofisimize davet ediyoruz bazen de biz onları ziyaret ediyoruz. Sonrasında özellikle iç mimari projeler için firmalardan numune malzeme talebinde bulunuyoruz. Tasarlanan mekan için seçilen malzemelerin, dokuların ve renklerin bir arada bulunduğu panolar hazırlıyoruz ve dijital görseller ile birlikte işverene sunuyoruz. Malzeme seçiminde bir diğer önemli faktör ise detay çözümleri oluyor, farklı malzemelerin nasıl bir araya gelebileceğini öncelikle kağıt kalem ile etüt ediyoruz. Sonrasında sahada mock-up çalışmalarımız oluyor, 1:1 ölçekli bu çalışmalar sayesinde seçilen renklerin ve dokuların gün ışığındaki etkisini de deneyimlemiş oluyoruz. Materyal seçim süreci bazen malzemeyi tüm özellikleriyle kılı kırk yararak kararlaştırma noktasına kadar giderken bazen de sadece türünün dokusunun ve genel etkisinin belirlenmesiyle tamamlanıyor. İşveren ve firma kısıtlamalarının olmadığı bir ütopyada sadece tasarımın özgül durumunun koşulladığı tercihler süreci tanımlayacaktır.

Yapı malzemeleri üzerine son gelişmeleri nasıl takip ediyorsunuz? Hangi kaynaklardan faydalanıyorsunuz?

Yapı malzemeleri üzerine son gelişmeleri çoğunlukla dijital yayınlar ve sosyal medya üzerinden takip ediyoruz. Bunun yanı sıra ofisimize aylık olarak gelen basılı yayınları incelemeye çalışıyoruz. 2018 yılında düzenlemeye başladığımız P’not (Plenty of Notes on Thursdays) etkinliklerinin bir serisi olan P’not Technical etkinlikleri ile yapı endüstrisinden birçok firma ile buluşma fırsatı elde ettik. P’not Technical kapsamında yapı elemanları ve malzeme başta olmak üzere meslek ile ilgili teknik konularda hem ACE ekibinin hem de Ankara’da mimariye ilgi duyan herkesin bilgi seviyesinin artmasını ve güncel kalmasını amaçlıyoruz. Ancak pandemi sebebiyle 2020 yılının başından itibaren P’not etkinliklerine ara vermek zorunda kaldık, bu süreçte yapı firmaları ile çevrimiçi etkinlikler düzenleyerek sektördeki gelişmeleri takip etmeye çalışıyoruz.

Projelerinizde imzanız olarak adlandırabileceğiniz, olmazsa olmazınız bir malzeme var mı?

Her projenin her tasarımın kendi sorunlarının, kendi hedeflerinin ve kendine özgü cevaplarının olduğuna inanıyoruz. Yapıların dışarıdan nasıl algılanacağı, izleyiciye veya kullanıcıya ne söyleyeceği; çevresiyle, kentle, dünyayla nasıl ilişki kuracağı hususunda malzeme her ne kadar önemli olsa da tasarımların kendine özgün durumlarını göz önünde bulundurarak seçimlerimizi yapıyoruz ve olmazsa olmaz bir malzeme üzerinden ilerlemiyoruz.

Türkiye yapı endüstrisinde eksikliğini hissettiğiniz ürünler var mı?

Var olan binaların enerji tüketiminin ve yeni inşaatların yapılması nedeniyle ortaya çıkan karbondioksit emisyonlarının iklim değişikliği ve küresel ısınmanın en büyük itici güçlerinden biri olduğunu biliyoruz. Bu bağlamda çevreye duyarlı sürdürülebilir malzemelerin ve inşaat teknolojilerinin Türkiye yapı endüstrisi tarafından daha fazla desteklenmesi ve üretilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ülkemizde yapı sektörü ulusal gelire katkı, yeni iş alanları ve olanakları yaratma ve diğer endüstrilerle ilişkiler yönünden ekonominin en önemli iş kollarından biridir. İthal edilen yapı malzemelerinin lojistik servislerinin maliyeti ve çevreye verdiği zarar göz önünde bulundurulduğunda daha fazla yerli malzeme üreticisinin olmasını ve uluslararası ortamda rekabet edebilecek standartta ürünlerin üretilmesini arzu ediyoruz.

Beysuvera Evleri

İlgili Yazılar
Söyleşi

Doğan Mete

3 Mins read
2005 yılında Haliç Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Doğan Mete, eğitim hayatının hemen ardından İstanbul’da tarihi yarımada bölgesinde kendi ofisi Doğan Mete…
Söyleşi

Çağıl Akçurin

3 Mins read
Özellikle projelere getirdiği “haute couture fonksiyonellik” ve “sofistike yalınlık” ile tanınmaktadır. Tasarladığı kamu-özel iş birliği olan Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı ve Mimarlar Odası…
Söyleşi

Ayşegül Güner

3 Mins read
İstanbul’da 2002 yılından beri edindiği deneyimi 2008’de AAD Architects&U.WE Design çatısı altında birleştiren Mimar Ayşegül Güner, mimarlık, iç mimarlık ve kentsel tasarım…