Söyleşi

Renda Helin Çilalioğlu Çizer

Renda Helin Çilalioğlu Çizer, Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünden 2004 yılında mezun olmasının ardından Domus Academy Milano’ya kabul edilerek Endüstri Ürünleri Tasarımı üzerine yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Bu süreçte, Giovanni Lauda, Dante Donegani ve Francisco Gomez Paz gibi uluslararası alanda değerli isimlerin atölye çalışmalarına katılmıştır. İtalya’daki eğitim dönemi sonrasında Türkiye’ye dönerek, sektörün önde gelen firmalarında çalışmış ve danışmanlık yapmıştır. 2012 yılından bu yana yurt, konut, ofis, restoran vb. farklı yapı ve mekan tiplerine yönelik, mimari ve iç mimari tasarım çalışmalarına kendi firması Renda Helin Design & Interiors bünyesinde, İstanbul’da yer alan ofisinde devam etmektedir. Renda Helin Çilalioğlu Çizer aynı zamanda Bahçeşehir Üniversitesi, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nde yarı zamanlı öğretim görevlisidir.

www.rendahelin.com


Projeleriniz için öncelikli olarak tercih ettiğiniz, bağ kurduğunuz özel markalar var mı? Ne gibi kriterler firmalar ve markalar ile bağ kurmanızı sağlar?

Her mimarın sıklıkla çalışmaktan zevk aldığı marka ve firmalar mutlaka var. Müşterimize bir ürünü veya markayı sunarken aklında herhangi bir soru işareti bırakmayacak kalitede olması bizim için çok önemli. Sadece kalite değil aynı zamanda bize ve müşterimize verilen hizmet de bazı markaları tercih etmemiz anlamında önemli bir diğer kriter. Bir firma dünyanın en kaliteli ürününü de satsa, bir numuneyi geç teslim ediyorsa, teklif almakta zorlanıyorsak, ilerleyen zamanlarda ürünle ilgili bir sıkıntı yaşıyorsak ve arkasında durulmuyorsa o markalarla çalışmayı sürdürmüyoruz. Aksine teklifleri ve numuneleri hızlı alıyorsak, bizim ve müşterimizin isteklerine hızlı dönüşler ve aksiyonlar sağlanıyorsa o firma ve markalar bizim en sevdiğimiz, başlıca tercihimiz oluyor.

Broadway Bauhaus Sofa – Duduu Studio

Projelerinizde kullanacağınız ürünler için karar verme süreci ofisinizde nasıl işliyor? Mock-up, replika üretimi gibi deneysel yaklaşımlarınız var mı? İdeal bir materyal seçim sürecini nasıl tanımlarsınız?

Dijital ve basılı kataloglardan ürün ve materyal seçmeye çok karşı bir tasarım stüdyosu olarak her zaman öncelikle numune istiyoruz ve mümkünse tüm numunelerin asıllarını bir araya topluyoruz. Bazen ürünleri bir masaya seriyoruz bazen de bir malzeme panosu haline getirip müşterilerimize sunuyoruz ve numuneleri birebir göstererek onay almayı tercih ediyoruz. Kendimiz özel bir mobilya ya da parça tasarlıyorsak mutlaka bir prototip üretiyoruz.

Yapı malzemeleri üzerine son gelişmeleri nasıl takip ediyorsunuz? Hangi kaynaklardan faydalanıyorsunuz?

Fuarlar bizim vazgeçilmezimiz fakat yoğun çalışma tempomuzdan dolayı tümünü ziyaret etmemiz mümkün olamıyor. Diğer taraftan, fuarların eski cazibesi ne yazık ki pek kalmadı. Özellikle pandemi döneminde maalesef ki fuarlar ciddi anlamda sekteye uğradı. Şu an en çok sosyal medya üzerinden farklı markaları ve ürünlerini takip ediyoruz diyebilirim. Aynı zamanda, firmaların da bizimle iletişime geçmesi faydalı oluyor.

Projelerinizde imzanız olarak adlandırabileceğiniz, olmazsa olmazınız bir malzeme var mı?

Sanırım benim için tuğla. İstisnasız neredeyse tüm projelerimde mutlaka tuğla kullanıyorum. Sürdürebilir olması; toprakla ateşten, eski çağlardan günümüze kadar gelmesi; hem eskinin izlerini taşıması hem de yeni bir yoruma açık olması çok hoşuma gidiyor.

Urban Bread, Galata

Türkiye yapı endüstrisinde eksikliğini hissettiğiniz ürünler var mı?

Sürdürülebilir malzemelerin azlığı, bu ürünleri ithal eden firmaların seslerini yeterince duyuramaması ve piyasada tutunamaması bu tarz ürün seçeneklerinin yetersiz olmasına yol açıyor. Ülke olarak yeni teknolojilere çok açığız. Yeni teknolojileri hemen evlerimizde, iş yerlerimizde kullanmak istiyoruz ancak yeni teknolojileri uygulayacak yeterlilikte ekibin bulunamaması, bulunması halinde ise çok yüksek fiyatlara mal edilmesi ve mal edildikten sonra servis hizmetinde sorunlar yaşanması sektördeki en büyük eksikliklerimizden birkaçı. Aslında, kendi adıma yapı sektöründe üründen çok hizmet eksikliğinin var olduğunu düşünüyorum ve bunu uygulamalarımızda sıklıkla hissediyoruz.

İlgili Yazılar
Söyleşi

Doğan Mete

3 Mins read
2005 yılında Haliç Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Doğan Mete, eğitim hayatının hemen ardından İstanbul’da tarihi yarımada bölgesinde kendi ofisi Doğan Mete…
Söyleşi

Çağıl Akçurin

3 Mins read
Özellikle projelere getirdiği “haute couture fonksiyonellik” ve “sofistike yalınlık” ile tanınmaktadır. Tasarladığı kamu-özel iş birliği olan Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı ve Mimarlar Odası…
Söyleşi

Ayşegül Güner

3 Mins read
İstanbul’da 2002 yılından beri edindiği deneyimi 2008’de AAD Architects&U.WE Design çatısı altında birleştiren Mimar Ayşegül Güner, mimarlık, iç mimarlık ve kentsel tasarım…