Söyleşi

Melda Dikmen Gürel

Melda Dikmen Gürel, 2009 yılında ODTÜ Mimarlık Fakültesi, Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nü dereceyle tamamladı. Mezuniyetinin ardından bir süre Casa Mobilya firmasında çalıştıktan sonra; 2011 yılında kendi firması Treso’yu kurdu.
Firma kurulduğu günden bu yana birçok konut ve ofis projesine imza atarken; özellikle üst segment konut projelerinde uzmanlaştı. Hizmet alanını sadece proje ve uygulama ile sınırlı tutmayarak, tasarlanan projeyi bütünsel bir marka yaratım süreci gibi ele alarak, yaşam dahilinde gerekli olan tüm ürünlerin seçim ve yerleşimleri ile birebir ilgilendikleri bir servis de sağlamaya başladı.
Hayata geçirdiği projelerle pek çok ödüle layık görülen Gürel, Treso çatısı altında çalışmalarına devam etmektedir.

www.treso.com.tr


Projeleriniz için öncelikli olarak tercih ettiğiniz, bağ kurduğunuz özel markalar var mı? Ne gibi kriterler firmalar ve markalar ile bağ kurmanızı sağlar?

Nasıl ki günlük hayatımızda bazı markalarla duygusal bağlar kuruyoruz, aynı şekilde projelerimizde de kurduğumuz bağlar söz konusu. Bu bağların; markanın kendine, ürününe, marka değerine yaptığı yatırımla doğru orantılı olarak güçlendiğini söyleyebilirim. Ürün ve teknoloji geliştirme anlamında yapılan Ar-Ge yatırımları; kalite, güncellik ve tasarım bağlamında son ürünü iyileştirdikçe bizim de o markayı tercih etme oranımız artıyor. Bizim için kaliteli ürün, kaliteli bir işçilikle uygulandığında ortaya çıkan sonuç her zaman çok daha tatmin edici oluyor.
Önemli kriterlerden biri de bir firmanın sağladığı ürünün kalitesi ve tasarımına ek olarak fabrikadaki üretim bandından satış sonrası hizmetine kadar her aşamada aynı kalitede servis sağlayabiliyor olması. Örneğin bir firmanın satış personelinin olası bir problem durumunda ne kadar çözüm odaklı olduğu bile çoğu zaman bir firma ve markayla çalışma veya çalışmama sebebimiz oluyor ve markalarla kurduğumuz bağı etkiliyor.

DA Evi

Projelerinizde kullanacağınız ürünler için karar verme süreci ofisinizde nasıl işliyor? Mock-up, replika üretimi gibi deneysel yaklaşımlarınız var mı? İdeal bir materyal seçim sürecini nasıl tanımlarsınız?

Yaptığınız işle kurduğunuz bağlar çok güçlü olunca, bir restorandan tatilde konakladığınız otele kadar girdiğiniz her mekânda gözünüz hep malzemelerle, detaylarla, bitişlerle ilgili bilgi arşivlemeye odaklı bakıyor. Dolayısıyla bir proje başladığında aslında arka planda hafızamızda tuttuğumuz çokça birikmiş malzememiz oluyor denilebilir. Onun haricinde hem ofis içindeki malzeme odamızda hem de çalıştığımız firmalardaki yenilikler konusunda bir ön keşif sürecimiz oluyor. Sonrasında ofis içi toplantılarla numune bazlı malzeme kombinasyonlarımıza karar vererek süreci sonlandırıyoruz.

IMD Evi

Yapı malzemeleri üzerine son gelişmeleri nasıl takip ediyorsunuz? Hangi kaynaklardan faydalanıyorsunuz?

Fuarlar bu anlamdaki en güçlü kaynağımız; ancak son dönemde pandemi sebebiyle bu kaynakta büyük bir kısıtlamaya uğradık denilebilir. Onun haricinde güncel olarak yaptığımız marka ziyaretleri ve de markaların bize yaptığı ziyaretlerle gelişmeleri takip ediyoruz. Yine basılı medya, sosyal medya ve bitmiş projelerle ilgili internet üzerinden yaptığımız takiplerde kullanılan malzemelere dair merakımız bizi bu anlamda oldukça güncel tutuyor.

Projelerinizde imzanız olarak adlandırabileceğiniz, olmazsa olmazınız bir malzeme var mı?

Denge unsuru bizim için bir projede ana yapı taşlarımızdan biri. Dolayısıyla sadece mekânın tasarımı anlamında değil, aynı zamanda malzeme seçimlerimizde de hep bir denge yakalamanın peşindeyiz. Kurduğumuz güçlü kontrastları, kullanıcısını yormayan, zamansız tasarımlar olarak yorumlayabilmemizin arkasındaki en büyük detay bu denge arayışı denilebilir. Bu durumda da işin aslı birçok farklı malzeme aynı anda, aynı mekan içerisinde bizim projelerimizin olmazsa olmazı. Mermerin, doğal ahşap dokuların, lake boyalı yüzeylerin, farklı doku ve tuşelerdeki kumaşların, duvar kağıtlarının ve boyaların girmediği projemiz yok. Bunların yanında belki farklı dokulardaki aynaları özellikle kullanmayı ayrıca sevdiğimizi söyleyebilirim.

YS Villa

Türkiye yapı endüstrisinde eksikliğini hissettiğiniz ürünler var mı?

Bu anlamda üründen ziyade ciddi bir bilgi ve bilgi aktarım eksikliği var denilebilir. Son dönemde ülkemizde, inşaat sektöründeki artan taleplere karşılık verebilmek adına yapı endüstrisinde ürün çeşitliliği, kalitesi ve erişilebilirliği geçmiş yıllara kıyasla çokça arttı. Ancak doğru malzeme, doğru teknik bilgi ve uygulamayla birleşmediğinde; hiçbir kıymeti kalmıyor. Yeni malzemeler; eksik, eski ve alışılagelmiş bilgilerle uygulanmaya çalışıldığında sıkıntılar yaşanıyor.

İlgili Yazılar
Söyleşi

Doğan Mete

3 Mins read
2005 yılında Haliç Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Doğan Mete, eğitim hayatının hemen ardından İstanbul’da tarihi yarımada bölgesinde kendi ofisi Doğan Mete…
Söyleşi

Çağıl Akçurin

3 Mins read
Özellikle projelere getirdiği “haute couture fonksiyonellik” ve “sofistike yalınlık” ile tanınmaktadır. Tasarladığı kamu-özel iş birliği olan Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı ve Mimarlar Odası…
Söyleşi

Ayşegül Güner

3 Mins read
İstanbul’da 2002 yılından beri edindiği deneyimi 2008’de AAD Architects&U.WE Design çatısı altında birleştiren Mimar Ayşegül Güner, mimarlık, iç mimarlık ve kentsel tasarım…